Ana Sayfa / Alternatif Tıp / Müzik Terapi

Müzik Terapi

Müzik Terapi, özel eğitim ve rehabilitasyon amacıyla; müziğin etkisini, melodi, ritim ve enstrüman birlikteliği ile beraber; tarih, coğrafya, sanat, folklor ve terapinin işbirliğini kullanılarak, eğitimli bir terapistin rehberliğinde kanıtlara dayalı olarak tedavi edici bir yöntemdir.

Müzik terapisi, sağlık tedavisi ve eğitimler profesyonel terapistlerle gerçekleştirilerek; yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve iyileştirilmeye öncülük etmesi planlanmaktadır. Müzik terapisi, bir kişinin duygusal sağlığı ile kendisini ifade etmesini desteklemek için de kullanılmaktadır.

Müzik Terapi Tarihçesi

Müzik Terapisi, Uygur ve Çin’de M.Ö. 3000 yıllarına kadar giden bir tarih içinde müzik ve hareketin yaşayışta etkili olduğu görülmektedir. Uygur Türklerinde Pirhon, Kazak, Kırgız, Altay, Türkmen ve Özbek Türklerinde; kam, baksı ya da bahşa, bahşı adı verilen tedavicilerin bulunduğu bazı uygulamalar günümüzde de devam ettiği görülmektedir. Bu tedavicilerin melodi ve ritim birlikteliği sağlayarak kutsal olarak gördükleri bazı kavram ve figürlere yönelerek Ataruhu ile bağlantı kurmaya çalışıp, sezgi yoluyla elde ettikleri deneyimlerini hastaya uygulamaktadır. Tedavicilerin genel olarak kullandıkları müzik aletleri ağız ve yaylı kopuz, dombra ve ritim aletleri olarak görülmektedir. Müzikal açıdan beş sesli pentatonik adı verilen nağmelerle ve dört adımlı ritimlerle terapiyi gerçekleştirdikleri görülmektedir.

Beş sesli müziğin, günümüzde dünyada önde gelen otizm merkezlerinde; otistik çocuklara uygulandığı, güven ve kararlılığın arttığı ve beyinde alfa ve teta dalgalarını artırdığı gözlemlenmiştir. Müzik terapi uygulamaları ile eğitim faaliyetleri pek çok ülkede müzik ile tedavi dünyada da kabul görmüş temel uygulama geleneğini meydana getirmiştir.

Beş seslilik, Horasan kültüründe makam musikisi gelişmiş olup; bin yıllık bir zaman içinde yüzlerce musiki makamı oluşarak, Türk kökenli müzik terapi literatürüne yer almıştır. Farabi, İbni Sina, Ebubekir Razi başta olmak üzere; pek çok tıp, sanat ve kültür insanının kitaplarında sınıflandırarak, makamların hangi organ ve duygulara, ne zaman etkili olduğuna dair deneyime dayalı bilgiler aktarılmıştır. Makamların seçimi, hastalıkların teşhisi, tedavi ve tedavi sonuçlarına ait kanaatler için; nabız, yüz rengi, idrar teşhisi ve konuşma gibi hastalığa ait öykü (anamnezi) kullanılmıştır. İlk olarak, Selçuklu döneminde Sultan Nurettin Zengi tarafından yaptırılan Nurettin Hastanesi’nde müzik terapi ilk defa sistemli olarak kullanılmıştır. Sonraki dönemlerde Kayseri, Sivas, Amasya, Manisa, Bursa ve Edirne şifahanelerinde müzikle terapi uygulamaları yapıldığı ve uygun makamlarda ney, çeng, santur, miskal, ud, keman, rebab ve ritim aletleri ile icra edilmiştir.

Müzik Terapi ilk klinik çalışmaları

Tıp kadar eski bir tarihe dayanan müzikle tedavi; insanların, tedavi araçlarını çoğu kez bir arada kullanmıştır. Müzikle tedavinin ilk klinik çalışmaları fransız nörolog Philippe Pinel 1800’lü yılların sonunda Bicetre Hastanesinde çalışırken moral tedavisi içine müziğin de sokulmasını teklif etmiştir. Amerika’da Dr. Willer Van de Wall, müzikle tedavinin ilk adımı 1920 senesinde Pensilvannia ve New York eyaletlerinin hastane ve hapishanelerinde, müziğin insan ruhu üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Dr. Wall’a göre müziğin insan ruhu üzerinde yatıştırıcı ve stimüle edici etkileri bulunmaktadır. Müzikle tedavi ancak 1940’lı yılların sonuna doğru psikiyatri kliniklerine girebilmiştir. 1960’lı ve 1970’li yıllarda şizofrenler üzerinde, çocuk psikiyatrisinde, nevrozlarda, çeşitli psikodisleptiklerde meydana gelen deneysel psikozlarda ve grup psikoterapilerinde müzikle tedavi uygulanmıştır.

Çeşitli ülkelerde müzik ve hareket terapisinin kabul görmesi için kanıta dayalı araştırmalar yapılmış olup; pek çok laboratuvar bulgularından sonra doğruluğu kabul edildiği için eğitim ve uygulamaya geçilmiştir. Tüm dünyada melodi ritim enstrüman gibi çeşitli müzikal malzemeleri kullanan pek çok müzik terapi uzmanı görev yapmaktadır.

Genelde dünyada bu konuda yapılan çalışmalarda müziğin uygun desibel ve ritimle ve natürel enstrümanlarla doğaçlama uygulanmasıyla beynin derinliklerinde bulunan ve temelde duygu ve davranışların düzenlenmesi; hafıza, motivasyon ve koku duyusunun işlenmesinden sorumlu olan limbik sistemin etkilendiği ve duyguların değiştiği, hormon değişiklikleri olduğu, terleme ve heyecanının psiko-galvanomik adı verilen reflekslerin değiştiği ve kaygılarının (anksiyet) değiştiği gözlenmiştir.

Hakkında hipokratist

Ayrıca Kontrol Et

Osteopati

Osteopati; insan vücudunda yer alan; eklem, kas, bağ dokusu ile omurgayı içeren kas-iskelet sistemini güçlendirilmesine …