Hemostatlar, Hemostatik Forseps yada Artiyel Forseps; cerrahi kanamayı sıkıştırarak kontrol altına alan cerrahi operasyonlarda kullanılan aletlerdir.
Dokuyu tutan cırcırlı bir kıskaç olan hemostatlar; kan damarlarına ilk insizyon gerçekleştirilmeden önce, kan damarlarının kapatılması ve sonrasında birleştirme sırasında kullanılmaktadır.
Hemostatların uç yapıları ve kilitleme mekanizmalarıyla yerinde tutulabilen tutamaklara sahip olarak; makaslar, portegüler, forseps ve çeşitli kelepçeler grubuna giren bir alettir. Kilitleme paneli, tipik olarak pense sıkma kuvvetini yönetme izni veren tutamağın üstünde birlikte kenetlenen bir dizi diştir. Kilitlendiğinde, uçlar arasındaki kuvvet yaklaşık olarak 4 – 5 kilogram-kuvvete eşittir.
Ameliyatlarda damarları birleştirmede yardımcı olmak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Hemostaz sağlanmaya çalışılırken rolü başlangıçta tartışmalıydı ve gelişimi binlerce yıl sürmüştür.
Hemostatların kökeni diş çekimi için kullanılan “dental forseps” olduğuna inanılmaktadır. Dental forsepslerin ortaya çıkışı yazılı tarihten önce olduğu düşünülmektedir. Antik Mısır‘da Thebes‘teki bir mezarda M.Ö. 1500 yıllarına ait en eski hemostat çizimlerine rastlanmıştır. Pompei‘de Antik Roma döneminden bronz ve çelik mil üzerinde hemostat örnekleri bulunmuştur. Hipokrat tarafından ve yine milattan önce 3. yüzyılda yaşamış olan önemli bir anatomist, fizyolog ve doktor Erasistratus tarafından Hemostata benzer cerrahi el aletlerini tarif edilmiştir.
Milattan sonra 2. yüzyılda yaşamış Galen tarafından öne sürülerek; arter kanamalarının damarın iple bağlanarak durduralabileceğini belirterek ilk bağlama (ligasyon) tekniğini geliştirmiştir. Ortaçağ İslam Dünyası‘nın önde gelen hekim ve cerrahlarından, Endülüs’te 936 – 1013 yılları arasında yaşamış Ebu’l Kasım El-Zehravi, Kitab al-Tasrif adlı eserinde diş çekimi için kullanılan cerrahi el aletleri resimlerinde hemostatlara benzer çizimleri mevcuttur; ancak Galen‘in bu buluşundan sonra hemostaz yöntemi ile ilgili Alman harp cerrahı olan Hieronymus Brunschwig 1497 yılında yayınladığı Kleines Destillierbuch adlı 3 ciltlik eserinde rastlamaktadır.
Karga Gagası
16. yüzyılda yaşamış Fransız berber cerrahisi, cerrahinin ve modern adli patolojinin babaları arasında yer alan Ambroise Pare tarafından yeniden keşfedilene kadar Galen‘in hemostaz yöntemi büyük ölçüde unutulmuştur. Birleştirme tekniği için modern hemostatların öncüllerinden olan 1510 – 1590 yılları arasında yaşayan Ambroise Pare “Bec de Corbeau” (karga gagası) tasarlayarak damar tutmak için özel bir hemostat geliştirerek 1564 yılında Cerrahi Antlaşma kitabında amputasyon sırasında kanamayı önlemek için bağlama kullanma tekniğini ayrıntılı olarak anlatmıştır.