Galen; Bergamalı Galen, Claude Galen, Galenos, Galenus, Calinus adı ile bilinmektedir. M.S 129 – 216 yılları arasında Bergama‘da yaşamış, tıp doktoru, filozof ve bilim insanıdır.
Babası Aelius Nikon, mimar, matematikçi ve senato üyesidir. İlk eğitimini geometrik ve aritmetik dersleri veren babasından almıştır. Babasının desteğiyle Mantık ve Tıp alanlarında da eğitim görmesi için yönlendirilmiştir. Tıp eğitimini 146 – 150 yılları arasında Bergama‘da Asklepion sağlık merkezinde başlamıştır. Babasının ölümü sonrasında tıp eğitimini ilerletmek için hekim Pelpos, düşünür Albinus ve Anatomi alanında Heraclianus’tan ders almak için İzmir‘e (Smyrna) gitmiştir. İskenderiye’de Stratonicus ve Aeschrion’dan Midilli Adası‘nda Aristo okulu ve felsefecilerden dersler alarak dil öğrenimi de geliştiren Galen, 157 yılında Bergama‘ya geri dönmüştür.
Spor Hekimliği
157 yılında Bergama‘da prestijli bir görev olan gladyatörlerin başhekimliğine atanmıştır. Gladyatörlerle seyirciler arasında vücut yapılarını karşılaştırarak sürekli olarak beden hareketlerinin sağlıklı yaşam için zorunlu olduğu sonucuna vararak; bilinçli bir şekilde beden hareketleri ile fizyoloji ve tedavi ilişkisini kuran ilk tıp doktoru olarak günümüzde spor hekimliğine öncülük etmiş ve 161 yılına kadar bu görevde bulunmuştur.
161 yılında Roma kentine giden Galen, Roma’da tedavi ettiği düşünür Eudemos’un aracılığı ile başkentin ileri gelenleri ile tanışmıştır. Halka verdiği açık derslerle tanınarak, sarayın dikkatini çekmiş ve bir doğu seferi sırasında rahatsızlık geçiren imparator Marcus Aurelius’u peynir perhizi ile sağlığına kavuşturunca, kendisine “Romalıların imparatoru Aurelius’tan hekimlerin imparatoru Galenus’a” yazılı bir madalyon hediye etmiştir.
166 yılında Bergama’ya dönen Galen, 168 yılında İtalya’nın kuzeyinde gerçekleşen askeri harekat sırasında ordu veba salgınına yakalanır ve orduya eşlik etmek için imparator Marcus Aurelius tarafından davet edilmiştir. Veba salgını yüzünden Roma’ya dönmek zorunda kalan orduya; Galen, Roma’da katılmıştır. Galen aynı yıl içinde tedavisini olanaksız sandığı bir rahatsızlık geçirerek, Bergama‘ya dönmüş ve Asklepion sağlık merkezinde hastalıktan ötürü vücuduna acılan yaraları tedavi ettirmiştir. 169 yılında imparator Marcus Aurelius‘un çağrısı ile Roma’ya giderek yaşamı boyunca imparator Marcus Aurelius, Commodus ile Septimius Severus‘un hekimliğini yapmıştır.
Hekimlerin İmparatoru Galen
Antik Roma döneminin en önemli hekimlerinden olan Galen; deneysel fizyolojinin kurucusu ve dünyanın ilk spor hekimi olarak kabul edilmiştir. Hekimlerin İmparatoru, Hekimlerin Babası (Şeyhû’s Seyadile) gibi unvanlarla tüm dünyada ün yapmıştır. Tıbbi görüşleri “Galenizm” olarak adlandırılmakta olup; yüzyıllar boyunca tıp dünyasında etkisini sürdürmüştür. Tıp biliminin yanında farmakoloji biliminde de farklı ve yeni teoriler geliştirmiştir.
Galen, dönemin tıp bilim dalını orijinal ilkelere göre yeniden düzenleyerek; tıp bilimindeki ününü araştırma metoduyla kazanmıştır. Analizlerin hastalıkların incelenip, iyileştirilmesinin temelini oluşturduğunu savunan Galen; anatomi çalışmalarını hayvanların üzerinde gerçekleştirmiştir. Berberinin şebeği üzerinde yaptığı incelemeler sonrasında kemik ve kasları ayrıntılı olarak inceleyerek insan anatomisi üzerinde çalışmaya yöneltmiştir. Kafa sinirlerini ve kalp kapakçıklarını tanımlayan Galen; toplardamar ve atardamar arasındaki farkları saptayarak, 400 yıllık yanlış bir inanç olan atardamarın hava taşıdığı değil, kan taşıdığını göstermiştir. Bu inancı yıkmasına rağmen kanın vücutta dolaştığını fark edememiştir. İnsan sağlığının dört vücut sıvısı olarak tanımladığı; kan, safra, kara safra, irinli iltihap arasındaki dengeye bağlı olduğunu belirtmiştir.
Felsefe‘de ilgili olduğu alan olan Galen’in, düşüncelerinin ilmi olarak araştırma ve tezleri kilise tarafından o dönemde kabul görmüştür. 400 yazılı eserinden günümüze 100 yazılı eseri ulaşmış olup; kilise korunması altında olduğu için tüm dünyaya hızla yayılmıştır. 216 yılında hayatını kaybettiği tahmin edilen Galen’in; ölümünden sonra, uzun bir dönem başvuru kitabı olarak kabul görmüş çok sayıda eser bırakmıştır.