Bakır – Cu, insanlarda organların ve metobolik süreçlerin iyi çalışabilmesi için gerekli olan temel bir mineraldir. Sağlıklı bir insan vücudu sürekli olarak mevcut bakır tedariğini sağlamaya çalışan ve fazla bakırı ortadan kaldıran homeostatik mekanizmalara sahiptir.
Tüm gerekli elementler ve besinler gibi bakırın çok fazla veya çok az besinle alınması vücutta buna karşılık gelen bakırın eksikliği veya fazlalığı durumu ortaya çıkabilmektedir. Her bir durumun kendine özgü olumsuz sağlık etkileri bulunmaktadır.
İçindekiler
BAKIR NEDİR?
Bakır, vücuttaki temel minerallerden birisidir. İnsanların sağlıklı metabolizma ve sinir sisteminin düzgün çalışmasının yanı sıra doku yenilemesi ve kemik sağlığının korunması için gerekli olan bir mineraldir.
Enerji üretilmesi ile protein sentezini sağlayan bakır, özellikle kırmız kan hücrelerinin oluşumuna katkı sağlamaktadır. Üstelik kemikler ile bağ dokusunun önemli bir parçası olan kolajenin oluşmasına yardımcı olmaktadır. Bağışıklık sistemi ve sinir hücrelerini sağlıklı tutan bakırın, vücudun demiri emmesine yardımcı olmaktadır.
Vücutta yeteri kadar bakırın bulunmaması kansızlığa yol açabilmektedir. Ayrıca bakır minerali deri ve saç sağlığı açısından çok önemlidir. Bununla birlikte DNA ve hücrelere zarar verebilecek serbest radikalleri azaltabilen antioksidan görevi bulunmaktadır.
Yüksek oranda C vitamini, çinko ve demir alan kişiler daha fazla bakıra ihtiyacı olabilmektedir. Ancak bakır takviyesi öncesinde tehlikeye yol açabileceği için hekim kontrolünde alınması gerekmektedir. Özellikle bakırın içerdiği yiyecekler arasında istiridye başta olmak üzere kabuklu deniz ürünleri, karaciğer, tam tahıllı ekmekler ve tahıllar ile kuru baklagiller, fındık, çikolata ve koyu yeşil yapraklı sebzeler bulunmaktadır.
BAKIR TESTİ
Sarılık, Yorgunluk, Karın Ağrısı, Davranış Değişiklikleri, Titreme veya Wilson Hastalığı ile Cu eksikliği ya da fazlalığına bağlı olabilecek diğer belirtiler olduğunda Cu testi önerilmektedir.
BAKIR NASIL ÖLÇÜLÜR?
Bakırın miktarı ölçülebilmesi için pıhtılaşma elementlerini ve kan hücrelerini bir kan örneği numunesinden çıkarılmasından sonra kalan sıvı olan serum ve 24 saatlik idrar analizi ile diğer bir seçenek olarak bazı durumlarda karaciğer biyopsi numunesi kullanılabilmektedir.
Genellikle bakırın değerlerini test etmek için AAS – Atomik Absorbsiyon Spektroskopisi / ICP-MS – İndüktif Eşleşmiş Plazma-Kütle Spektrometresi adı verilen yöntemler ile çalışılmaktadır. Kanda, idrarda veya karaciğer dokusundaki bakırın miktarının ölçülmesinin yanı sıra Wilson Hastalığının teşhisi ve izlenmesi ile bakır eksikliğini ya da fazlalığını belirlemek için bakır testi yapılmaktadır.
Bakır testi için önce sağlık teknisyeni tarafından kanın bir örneği alınmaktadır. Kan alınan kişiler son 4 gün içinde radyoaktif madde içeren bir işleme tabii tutulmamış olması gerekmektedir. Vakumlu sistemler ile lacivert kapaklı, özel metal analizi amaçlı düz-katkı bulunmayan tüpe kan alınmaktadır. Kan örnekleri 30 dakikada pıhtılaşması sonrasında santrifüj edilerek serum kısmı ayrılmaktadır. Kan alınırken, santrifüj öncesi ve sonrası larcivert kapaklı tüplerin kapakları kesinlikle açılmamaktadır. En az 1 mL serum polipropilen sekonder tüplere ayrılmaktadır.
Bakırın seviyesi idrarda ölçülebilmesi için en önemlisi hastadan 24 saatlik idrarının toplanması istenmektedir. Önce sağlık teknisyeni, hastalara idrar toplama ve saklanması işlemini testin tekrarlanmaması için detaylı olarak anlatmaktadır. Sonrasında doğru sonuçlar alabilmek için idrarın belirlenen şartlar altında bir kapta toplanması ve saklanması gerekmektedir. En az 25 mL 6N HCl, asetik asit veya borik asit üzerine 10 mL 24 saatlik idrar ve spot idrar ile toplamda 100 mL örnek miktarı gerekmektedir.
Ölçümler geleneksel biüre reaktifi, kjeldahl, boya bağlama, refraktometri gibi diğer kimyasal yöntemlerin kullanılmaktadır. Bununla beraber laboratuvar testleri, gelişmiş tıbbi teknoloji ile birlikte otomatik analizörlerde gerçekleştirilmektedir. Tıbbi laboratuvarlara bağlı olarak testler genellikle 4 gün içinde sonuçlanmaktadır.
BAKIR DEĞERLERİ
Bakırın Normal Değerleri Kaç Olmalı?
Bakırın referans değer aralığı serum 70 – 140 µg/dL ve idrar 15 – 60 µg/gün olarak belirlenmiştir. Ayrıca bakırın laboratuvar testlerinde minimum tekrarlama aralığı 7 gün olarak belirlenmiştir.
BAKIR SEVİYELERİ
Beslenme ve sağlık riski değerlendirmelerinde mikrobiyoloji ve toksikoloji alanlarında uzman araştırmacılar bakırın eksik veya fazla alımından kaçınılması gerektiğini belirtmektedir. Temel ihtiyaç için gereken kesin bakır seviyeleri ülkeler tarafından benimsenen bakır için çeşitli günlük diyet standartları vardır. Bazı ülkelerdeki standartları yetişkinler, hamileler, bebekler ve çocuklar için yaşamın farklı evrelerinde değişen bakır ihtiyacına karşılık gelen farklı bakırın alım seviyeleri önerilmektedir.
BAKIR EKSİKLİĞİ
Yetersiz miktarda bakır alınması durumunda karaciğerdeki bakırın tükenmesi ile bakır eksikliği hastalığına veya doku hasarına yol açabilmektedir.
Vücudun genellikle çok fazla bakıra ihtiyacı olmamakla birlikte bakırın eksikliği durumunda hekimin belirttiği miktarlarda alınması önerilmektedir. Bakır eksikliği belirtileri ve buna bağlı neden olabilecek diğer durumlar arasında; anemi, bağ dokusu, bağışıklık sistemi, grip – soğuk algınlığı – zatürre gibi sık enfeksiyonlar, beyaz kan hücresi sayısı düşüklüğü, kalp ve kan damarlarını içeren kronik durumlar ile birlikte deride pigment kaybı, kardiyovasküler hastalıklar, kolon kanserinin yanı sıra kemik ve kas zayıflıkları, osteoporoz, osteoartrit, romatoid artrit, nörolojik problemler ile sinir sistemi, tiroid ve vücut ısısı düşüklüğü sorunları yer almaktadır.
Bakır eksikliği demir, selenyum ve glutatyon gibi antioksidan aktivitelerle ilgili diğer hücresel bileşenlerin rolünü değiştirmektedir. Bu nedenle oksidan stresin olduğu hastalıklarda yükselerek önemli bir rol oynamaktadır. Daha önce düşünülenden yaygın olduğuna inanılan hafif bakır eksikliği, insan sağlığını ince şekillerde bozabilmektedir. Erişkinlerde edinilmiş Cu eksikliği son zamanlarda Subakut Kombine Dejenerasyonu ile birlikte kronik Progresif Miyelonöropati, Optik Nöropati ve Miyelodisplastik Sendrom – MDS dahil olmak üzere ciddi kan bozukluklarının gelişiminde rol oynamaktadır.
Bakırın eksikliğine duyarlı popülasyonlar arasında menkes hastalığı ve genetik kusurları olanlar dahil düşük doğum ağırlıklı bebekler, hamile ve emziren anneler ile anne sütü veya güçlendirilmiş formül yerine inek sütü ile beslenen bebekler, total parenteral beslenme alan hastalar, şeker hastaları, malabsorpsiyon sendromu ve yeme bozukluğu ile düşük gıda alımına neden olan kronik hastalığı olan bireyler, alkolikler, yaşlılar ve sporcularda günlük gereksinimleri artıran özel ihtiyaçlar nedeniyle bakırın eksikliği açısından yüksek risk altında olabilmektedir.
Bilinçli olmayan vejetaryenler, bitkisel gıdaların tüketimi nedeniyle bakırın biyoyararlanımının düşüklüğü ile bakır alımını azalttığı görülebilmektedir. Ciddi derecede bakır eksikliği olan hamilelerin fetüsleri ve bebeklerinde düşük doğum ağırlığı riski artmaktadır.
Bakırın eksikliğinden kaynaklanan toksisite, hekim kontrolünde diyet veya takviyeler ile tedavi edilebilmektedir.
BAKIR FAZLALIĞI
Sağlık için gerekli olan bakırın, hekim kontrolü dışında fazla alınmaması gerekmektedir. Bakırın aşırı alımı bir tür metal zehirlenmesi olan bakır toksisitesine neden olabilmektedir. Bakırın toksisitesi potansiyel olarak ölümcül yan etkileri olabilmektedir.
- Baş Ağrısı
- Böbrek Hasarı
- Doku Yaralanması
- İshal
- Kalp Atışı Düzensizliği
- Kan Basıncı Düşüklüğü
- Karaciğer Hasarı
- Karın ağrısı
- Koma
- Kusma
- Mide bulantısı
- Nefes Alma Güçlüğü
- Sarılık veya Sarı Cilt
Bununla birlikte, düzenli bir diyetle toksik miktarlarda bakırın yenmesi çok nadir olarak görülmektedir. Bununla beraber, kirli yiyecek ve suya maruz kalınması risk farktörleri arasındadır. Ayrıca yüksek düzeyde bakırlı bir ortamda çalışılması durumu ile karşı karşıya kalma risk faktörleri oluşturmaktadır.
BAKIR TARİHÇESİ
Bakırın göğüs yaraları tedavisi ile içme suyunun arıtılmasında binlerce yıldır ilaç olarak kullanılmıştır. Yakın tarihte yapılan araştırmalar, bakırın artrit ve benzeri hastalıklarda iltihaplanmayı önlemeye yardımcı olduğunu göstermiştir. Bakır içeren anti-ülser ve anti-inflamatuar ilaçların yanı sıra radyoloji, konvülsiyon ve epilepsi tedavisindeki kullanımı konusunda araştırmalar yürütülmektedir. Bakırın artriti önleyebileceğine dair epidemiyolojik bir kanıt olmamasına rağmen, bakır bilezik takmanın semptomları hafiflettiğine dair iddialar bulunmaktadır.
Referans & Kaynak
Referans & Kaynak
Mount Sinai Icahn Tıp Fakültesi: www.mountsinai.org/health-copper
Copper Development Association Inc: www.copper.org/consumers/health/health_top.html
Laboratuvar Testleri ve Klinik Kullanımları – Prof.Dr. M. Kemal Erbil: shgmkalitedb.saglik.gov.tr/testleri