Ana Sayfa / Genel Sağlık / Göğüs Duvarı

Göğüs Duvarı

Göğüs Duvarı; akciğerler, kalp, karaciğer ve ana kan damarları dahil olmak üzere karın ve boyun arasındaki ön bölgedeki hayati organların çevresinde koruyucu bir yapısı olan göğüs iskeletinin bir parçasıdır.

Göğüs iskeletine ait bölümler; göğüs kemiği ve omurlar, kıkırdak, kaburga, kaslardan oluşan göğüs duvarı hareketli bir yapıya sahiptir. Bunun yanı sıra iskelete eşlik eden yağ, cilt ve diğer dokular ile üst bölgede kollar ve omuzların nefes almayı ve hareketi desteklemeye yardımcı olmaktadır.

Hastalıkları

Göğüs duvarının yapısını ilgilendiren en yaygın sorunlardan biri pektus ekskavatum, halk arasında bilinen adıyla kunduracı göğsü ya da çökük göğüs, doğumdan kaynaklı bir deformitedir. Kaburgaların anormal şekilde büyümesi ile göğüs duvarının yapısı etkilenerek çökük veya çökük görünümü oluşmaktadır.

Göğüs duvarı bozukluğunda ikinci en sık görülen sorunlardan biri de pectus carinatum, halk arasında bilinen adıyla güvercin göğsü doğuştan gelen bir göğüs kafesi şekil bozukluğudur. Genellikle göğüs kafesi birleşkesinde omurun dış yönüne doğru kemik yapısı oluşumudur. Genetik olduğu için iç organlara genelde zarar vermemektedir.

Göğüs duvarındaki deformiteler hafif vakalarda kozmetik bir sorun oluşturmakta olup, şiddetli durumlarda düzgün nefes almayı engelleyebilmektedir.

Tedavi Yöntemleri

Göğüs duvarlarının anatomik yapısı, bu bölgelere uygulanan invaziv ya da non-invaziv tedavi ve tanı yöntemlerinin doğru uygulanması için oldukça önemlidir. Tüm göğüs duvarı deformiteleri tipine ve seviyesine göre kişinin yaşı, iskelet sistemi yapısı gibi bir çok parametre değerlendirilerek tedavi yöntemine karar verilmektedir. Hafif vakalarda Ortez, Vakum ve Rib Flairing Bandaj tedavisi gibi ameliyatsız yöntemler uygulanabilmektedir. Şiddetli vakalarda genellikle cerrahi olarak Ravitch, Nuss ve Uniportal video-assisted Thoracoscopic Surgery adı verilen uVATS yöntemleri kullanılmaktadır. Tüm seçenekler konusunda uzman görüşü ve yöntemlere bağlı olarak, duruma en uygun prosedürler uygulanmaktadır.

Göğüs Duvarı

Enfeksiyonlar

Ayrıca bakteri ve virüsler göğüs boşluğuna girdiğinde, göğüs duvarının yanı sıra iç organları da enfekte edebilmektedir. Göğüs duvarı ile akciğer arasında sıvı birikmesi ve zatülcenp olarak da bilinen zarların enfeksiyonu plörezi, nefes alıp verildiğinde sürtünmeye ve ağrıya yol açan iltihaplanmaya neden olmaktadır. Buna ek olarak, göğüs duvarında hissedilen ağrı, kaburga kemiklerinin göğüs kemiğine tutunduğu kaburgaları birbirine bağlayan kıkırdak kısımdaki kostokondrit denilen iltihaplanmaya neden olmaktadır. Bunun yanında akciğer ve iç göğüs duvarı arasında görülen iltihaplı sıvı birikimiyle oluşan Ampiyem ile göğüs ağrısı, kuru öksürük, terleme, ateş ve titreme olabilmektedir.

Tümörleri

Vücudun diğer yerlerinde olabildiği gibi göğüs duvarında da tümör gelişebilmektedir. Tümörler, dokulardaki yeni hücreler yenilendiğinde ve çoğaldığında anormal şekilde büyümesi ile meydana gelmektedir. Göğüs duvarında kemikte fibröz doku gelişmesi ile kemik dokunun yerini alan fibröz displazi, kemiğin dış yüzeyinde çıkıntı şeklinde görüntü veren osteokondrom ve kıkırdak dokuda yuvarlak çıkıntılı şekilde oluşan kondrom adı verilen iyi huylu üç tip tümör oluşabilmektedir.

Göğüs duvarındaki kanserli tümörler genellikle kemiklerde, kıkırdakta ve bağ dokusundan kaynaklanan yumuşak dokularda başlayan nadir görülen bir kanser türüdür.

Sonuç

Sonuç olarak yenilmez olmayan göğüs duvarı, hayati organların güçlü bir koruyucusudur. Son olarak, göğüs ağrısına eşlik eden nefes darlığı, hassasiyet, iltihaplanma, omuz veya sırt ağrısı ve kuru öksürük görülüyorsa uzman görüşü gerekmektedir.

Hakkında hipokratist

Ayrıca Kontrol Et

Cerrahi Asepsi

Cerrahi Asepsi

Cerrahi Asepsi, ameliyathanede cerrahi işlemlerde kullanılacak olan tüm eşya ve aletleri, mikroorganizmalardan arındıran uygulamalara denir. …