Ana Sayfa / Doktorlar / Prof. Dr. Muzaffer Aksoy
Prof. Dr. Muzaffer Aksoy

Prof. Dr. Muzaffer Aksoy

Prof.Dr.Muzaffer Aksoy; 1915 yılında Antalya, İbradı‘de doğmuştur. İç Hastalıkları Uzmanı, Hematoloji Uzmanı, Türk Hekim, Türk Tıp Bilim İnsanıdır.

Babası eski Korkuteli Kaymakamı, Serbest Avukat ve bununla birlikte 5 Dönem Antalya Milletvekilliği yapan Mehmet Numan Aksoy, Annesi Nadire Hanımdır. Nedime Aksoy ile evli olan Muzaffer Aksoy, üç çocuk babasıdır.

Muzaffer Aksoy, 1934 yılında İstanbul Erkek Lisesi‘nden orta öğrenimini tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi‘ni kazanarak, 1940 yılında tıp doktoru olarak mezun olmuştur.

II. Dünya Savaşı nedeniyle deniz ve kara kuvvetlerinde dört yıl askerlik görevini yapmak zorunda kalan Dr. Muzaffer Aksoy; 1944 yılında Şişli Çocuk Hastanesi‘nde bir süre çalıştıktan sonra Vakıf Gureba Hastanesi‘nde Musevi asıllı Alman Profesör Erich Frank‘ın kliniğinin asistanlığını yapmasının ardından iç hastalıkları uzmanlığı eğitimini tamamlamıştır. Dr. Aksoy; 1947 yılında iç hastalıkları uzmanı statüsü kazanmasının ardından Mersin Devlet Hastanesi’nde dahiliyeci olarak atanmıştır.

Anti-fetal Serum Üretimi

Ne yazık ki, Mersin‘de teknik yetersizlikten dolayı zor şartlar altında çalışmaya başlayan Dr. Muzaffer Aksoy; 1952 yılında hematoloji uzmanlığı için ABD’nin Massachusetts Eyaletinin başkenti olan Boston’da Blood dergisinin kurucusu ve başyazarı olan, aynı zamanda dönemin önde gelen Amerikalı klinik hematoloğu Prof. Dr. William Dameshek‘in klinik ve laboratuvarında kan alanında çalışmalar yapmıştır. Bir yıl süreyle ABD’de deney hayvanı olarak da tavşanları kullanarak “anti-fetal serum üretimi” yaparak Akdeniz Anemisi olarak bilinen beta talasemi ve orak hücre sendromlarında saptanan fetal hemoglobini incelemiştir.

Dr. Muzaffer Aksoy, 1953 yılında Türkiye’de Mersin Devlet Hastanesi‘ne döndükten sonra yaptığı çalışmalarla; Eti-Türkleri‘nde % 13.5 oranında orak hücre taşıyıcılığını saptayarak bulgularını dünyada ilk kurulan genel tıp dergisi olan İngiltere’de The Lancet dergisinde yayınlanmıştır. ABD’deki araştırmaları sırasında ürettiği serumu 6 Cooley anemisi olgusunda kullanan Dr. Aksoy; bu deneyle olgulardaki alkali ezistan hemoglobinin fetal hemoglobini olduğu ile ilgili makalesini 1955 yılında İsviçre‘de bulunan “Acta Haematologica” dergisinde yayınlamasının ardından uluslararası tıp camiasında büyük yankı yaratmıştır.

Benzen’in sebep olduğu Lösemi ve Kan Hastalıkları

Dr. Aksoy, 1957 yılına kadar hizmet verdiği Mersin Devlet Hastanesi’nde hizmet süresini tamamlamasının ardından; Beyoğlu İlk Yardım Hastanesi’ne atanan ve daha sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi II. İç Hastalıkları Kliniği’nde dahiliye uzmanı ve hematoloji grubu ile çalışmaya başlamıştır. Dr. Aksoy, 1959 yılında doçent olması ile İstanbul Tıp Fakültesi’nde Hematoloji Dalı’nı kurarak çalışmalarına devam etmiştir. 1960 yılından itibaren aromatik hidrokarbon olan Benzenin sebep olduğu kan hastalıkları ve özellikle lösemi sorunu üzerinde çalışmaya başlayan Dr. Muzaffer Aksoy‘un bulguları, dolayısıyla birçok ülkede yayınlanmıştır. Doçent Aksoy; 1961 yılında benzen’e uzun süreli maruz kalma ile ilişkili Pansitopenili hastalarında kan değişikliklerinin detaylarını yayınlamıştır. ABD’den hocası olan Prof. Dameshek‘in önerisi ile iki kez araştırmaları için yardım olan Doç. Dr. Aksoy; 1966 yılında profesörlük ünvanı kazanması ile beraber Güney-Doğu Anadolu, Lübnan ve Türkiye’nin bazı bölgelerinde anormal hemoglobinler, talasemik sendromlar ve G-6 fosfat eksikliği ile ilgili araştırmalarında kan hastalıklarını sıklıkla tayin etmiştir.

Benzenin sebep olduğu kan hastalıkları ile ilgili ayakkabıcılar üzerindeki istatistiki çalışmaları sonucunda özellikle lösemiye yol açtığı gerçeğini ortaya çıkararan Profesör Muzaffer Aksoy; 1974 yılında Blood dergisinde çıkan “Kronik Olarak Benzen’e Maruz Kalan Ayakkabıcılarda Lösemi – Leukemia in Shoeworkers Exposed Chronically to Benzene” isimli yazısı ile ilgili olarak Washington’da bir bilimsel mahkemede Prof. Dr. Muzaffer Aksoy, birinci derecede bilimsel tanık olarak çağrılmıştır. ABD’de bu kimyasal maddenin yasal değerinin sekiz saatlik çalışma süresince maruz kalınacak benzen oranı 10’dan 1 ppm’e düşürülmesini sağlamıştır.

Emekliliği

Özellikle yaptığı çalışmalarla dünya çapında ses getiren Prof. Dr. Muzaffer Aksoy; 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümünde emekliye ayrılmıştır. Ancak emekli olmasına rağmen çalışmalarına devam eden Profesör Muzaffer Aksoy; haftada birer gün İstanbul Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümü ve Esnaf Hastanesine giderek araştırmalarda görev almıştır. Akdeniz anemisi üzerine araştırmalar yaptığı sırada yeni bir hemoglobin türü bularak “Hemoglobin İstanbul” adını vermiştir.

Eserleri

Türkiye’de Antifetal Hemoglobin Serum İstihsali ve Orak Hücre Anemi Vakalarında Kullanılması, Homozigot Hemoglobin S-alfa Thalassemi Hastalığının İlk Müşahedesi ve Hematoloji I, Eritrosit Hastalıkları, Anemiler ve Polisitemiler başlıklı kitaplarının yanı sıra Benzen Zehirlenmesi ve Hematopoietik Sisteme Etkileri ile Benzen, Sağlığa Etkileri ve Önleme Yolları adlı benzenle ilgili yayınlanmış iki kitabı bulunmaktadır. Ayrıca ABD’deki CRC Press adlı yayınevi 1987 yılında Profesör Aksoy’dan; benzenin karsinogenetisi ile ilgili bir kitap yazmasını istemesinin ardından 1988 yılında “CRC Benzene Carcinogenecity” adıyla 158 sayfalık yapıtın 3/2’sini yazarak yayınlanmıştır. ayrıca kendi adına yazılmış, “Bilime Adanmış Bir Ömür: Muzaffer Aksoy” adlı bir kitap bulunmaktadır.

Ödülleri

Uluslararası alanda 150’in üzerinde makalesi bulunan Profesör Aksoy adına; İstanbul Tabip Odası tarafından “Meslek Hastalıkları ve İşçi Sağlığı Ödülü” adlı bir ödül oluşturmuştur. Aynı zamanda TÜBİTAK’ın ilk tıp ödülü; Anormal hemoglobinler ve anormal hemoglobinler patolojisi araştırması ile 1969 yılında TÜBİTAK Tıp Ödülü almıştır. Bununla birlikte 1981 yılında Sedat Simavi Sağlık Bilimleri ve Eczacıbaşı Ödülünün yanı sıra; 1984 yılında Dr. Ramazzini Bilim Onur Ödülü ile TÜBA Şeref Üyeliğine layık görülen Prof.Dr.Muzaffer Aksoy; ayrıca 2015 yılında Nobel Kimya Ödülü‘nü layık görülen Prof. Dr. Aziz Sancar‘ın Nobel konuşmasında teşekkür ettiği dört akıl hocasından biri olmuştur.

Vefatı

Bilim ve hekimliğin büyük bir değeri olan; aynı zamanda hematoloji alanında çalışmaları ile uluslararası tıp dünyasında adından söz ettiren Prof.Dr.Muzaffer Aksoy 19 Aralık 2001 tarihinde 86 yaşında İstanbul’da yaşamını yitirmiştir. Muzaffer Aksoy‘un cenazesi; Teşvikiye Camii‘nde kılınan öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı‘nda toprağa verilmiştir.

Hakkında hipokratist

Ayrıca Kontrol Et

Dr. Feridun Frik

Dr. Feridun Frik

Dr.Feridun Frik, 29 Ekim 1899 tarihinde Üsküdar, İstanbul’da doğmuştur. Türk Tıp Tarihi Kurumu Eski Başkanı, …

Bir yanıt yazın