Apiterapi

Apiterapi; arı ve arı ürünleri olan bal, arı sütü, arı poleni, arı zehiri, apilarnil, balmumu ve propolis gibi koruyucu ve bazı hastalıkların tedavisinde tamamlayıcı uygulama yöntemi olarak kullanılma biçimidir.

Apiterapi, Latince “Apis” kelimesinden “Arı ürünleriyle tedavi” anlamına gelmekte olup; bal arıları tarafından yapılan ürünlerin sağlıkta kullanımı olarak bilinmektedir.

Bal, yara ve yanık tedavisinde de kullanılmasının yanı sıra; arı sütü, apilarnil, polen, propolis gibi arı ürünleri antioksidan değeri yüksek ürünler olup; bağışıklık sistemini düzenleyici ve destekleyici olarak kullanılmaktadır. Arı zehri, kas-iskelet sistemini etkileyen bazı nörolojik hastalıklardan olan; Multipl Skleroz MS, Amyotrofik Lateral SklerozALS, Parkinson Hastalığı ve Romatizmal Rahatsızlıklar olan Romatoid ArtritRA, Ankilozan SpondilitAS gibi görülen kas-eklem sorunlarında ve Miyalji ve Fibromyalji adı verilen Kas Romatizması, Artralji adı verilen Eklem Ağrısı ve Nöropatik Ağrı karakterinde Nevralji gibi ağrılı durumlarda kullanılmaktadır.

Arı ve ürünlerine karşı alerjisi olanlar ile özellikle arı zehrine alerjisi olanlarda hayati tehlike oluşabilmekte ve 18 yaş altında kişilerde önerilmemekte olup; organ yetmezliği, enfeksiyon, karaciğer rahatsızlıkları, beta bloker grubu ilaç kullananlar; gebelik ve emzirme dönemlerinde gibi durumlarda arı zehiri uygulanması önerilmemektedir. Alerji ve aşırı hassasiyeti olanlarda; bağışıklık sistemi henüz tam gelişmemiş olan 1 yaş altındaki çocuklara önerilmemektedir.

Apiterapi Tarihçesi

Başlangıç tarihi olarak tahminler Fransa’da üçüncü devir tabakalarında bir arı fosili ve İspanya’da Valensiya şehrinde 1919 yılında yapılan arkeolojik kazılarla yapılan incelemelerde; 15 bin yıl öncesine ait bir mağaranın duvarlarına çizilmiş petek ve bundan sızan bal resimleri tasvir edilmiştir.

Milattan Önce Hitit, Hint, Mısır, Roma ve Yunan medeniyetleri incelendiği sırada; bal ve arıya ait değerli tarihi vesikalar elde edilmiştir. Mısırlıların firavun mezarlarında yapılan araştırmalarda ballar katılaşmış fakat tatlarını kaybetmemesinin yanı sıra; balı gıda amaçlı, dini ve tıbbi alanda kullandıkları, M.Ö. 3000 yıllarında Mezopotamya’da, yaşam süren Sümerlerin balı bir ilaç gibi tedavi amacıyla kullanmıştır.

Türkiye’de Boğazköy’de yapılan ve M.Ö. 1300 yılında Hitit tarihine ait olan kazılarda bulunan Hitit Kanunları; adli ve hukuki konuları içeren 202 maddesinden 36’sı ehlil hayvanlar ve arıcılığa ait olup, taş levhalarda balın çeşitli hastalıklara karşı kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Osmanlı Saraylarında bulunan Hekimbaşının yapmış oldukları kuvvet macunlarının bileşiminde balın yeri öneminin olduğu anlaşılmaktadır.

Apiterapi uygulamaları Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı Uygulama Merkezlerinde, Apiterapi Uzmanlığı sertifikalı tabipler tarafından yapılabilmektedir.

Hakkında hipokratist

Ayrıca Kontrol Et

Osteopati

Osteopati; insan vücudunda yer alan; eklem, kas, bağ dokusu ile omurgayı içeren kas-iskelet sistemini güçlendirilmesine …